Fıkralarım

Sarıdır, kafestedur, ötüyor; bil bakalum ha pu nedur?

İki laz arkadaş birbirlerine karşılıklı bilmece soruyorlardı.
Temel çok bilmece biliyor, bu yüzden arkadaşı Dursun'u her zaman yeniyordu.
Sonunda Dursun da Temel'e zor bir bilmece sordu:
-Sarıdır, kafestedur, ötüyor; bil bakalum ha pu nedur?
Temel hemen cevap verdi:
-Kanarya...
-Hayır pilemedun.
-Saka kuşu...
-O da değil...
Daha bir sürü şey saydı:
-Pilemedum oni, bari sen söyle, deyince Dursun Temel'e kabara kabara cevap verdi:
-Hamsidur.
Temel başladı itiraz etmeye:
-Hamsi sarı olmaz.
-Boyarım oni.
-Ama hamsi kafese girmez.
-Ben korum oni kafese.
-Eeee birader, hamsi öter mi?
Dursun kıkır kıkır güldü:
-Arkadaşum o da bilmecenun şaşırtmacasidur da.

Devamını Oku ⇒
8 Şub 2013 13:08:52 Murat Demir

Bu Ne Baba?

Köylü ve oğlu hayatlarında ilk defa büyükşehire gelmişler. Orası burası gezerken bir alışveriş merkezine girmişler. Zemin katta gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş.

- "Bu ne baba?" diye sormuş oğlan.
Hayatında hiç asansör görmemiş baba:
- "Bilemiyorum oğlum..." demiş.

Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken bastonu ile yürüyen çok yaşlı bir kadın, sağa sola kayan gümüş renkli duvara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış. Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 20 yaşlarında incecik güzeller güzeli bir kız çıkmış.

Adam kızdan gözlerini ayıramayarak;

- "Oğlum, koş çabuk ananı getir!" demiş.

Devamını Oku ⇒
19 Eki 2012 14:33:20 Murat Demir